Betatom Emar – Betatom Emar Bahçelievler Görüntüleme Merkezi

Girişimsel Radyoloji, görüntüleme eşliğinde yapılan tanı ve tedavi uygulamalardır. Son yıllarda teknolojinin de gelişmesi ile pek çok hastalık konforlu bir şekilde tespit edilerek başarıyla tedavi edilmektedir. Kişiye özel anestezi uygulamaları ile vücutta açılan küçük kesilerle hasta acı ve ağrı hissetmeden işlemler gerçekleştirilmektedir.

Tiroid Biyopsi

Tiroid bezi içerisinde yer alan tiroid nodülünden parça alınması işlemine tiroid biyopsisi denilmektedir. ABD’deki tüm popülasyonun %4-7 arasında tiroid nodülü görülmektedir. Tiroid nodülleri kadınlarda erkeklerden daha sık gözlemlenir. Tiroid nodülleri rutin muayene sırasında veya ultrasonografi muayenesinde ortaya çıkarlar. 1cm’nin altında boyutlu tiroid nodüllerinin muayene ile saptanması zordur ve dıştan çoğu zaman fark edilmezler.

Tiroid biyopsileri günlük kontrolde  nodüllerin kanser olup olmadığını anlamak için yapılırlar. Ancak tüm tiroid nodüllerinin %10’undan daha azı kanserdir.

Tiroid Biyopsisi Hangi Durumlarda Yapılır ? 

Tiroid nodülü fark edildiğinde  kanser şüphesi mevcut ise biyopsi yapılmaktadır. Öncesinde tam bir fizik muayene ve diğer tiroid hastalıkları açısından ayrıntılı laboratuar değerlendirilmesi yapılmalıdır.

Tiroid kanseri olasılığını artıran durumlardan bazıları ;

  • 30 yaş altı ve 60 yaş üzeri olmak.
  • Yutma güçlüğü, ses kısıklığı gibi birtakım semptomların eşlik etmesi.
  • Boyun kısmına radyasyon alınması öyküsü.
  • Muayenede sert ve fiske nodül olması
  • Boyunda diğer bölgelerde büyümüş lenf nodu bulunması.
  • Ailede veya kendisinde tiroid kanseri bulunması.

Bazen kanser şüphesi düşük olan ve tiroidinde kistik nodülü (içi sıvı dolu kesecik) bulunan olgularda da bu kisti boşaltmak amacıyla ince iğne ile aspirasyon yapılabilir. Alınan sıvı tahlile gönderilerek bu sıvıdan da kanser olasılığı açısından değerlendirme yapılabilmektedir.

Bazen kanser şüphesi düşük olan ve tiroidinde kistik nodülü (içi sıvı dolu kesecik) bulunan olgularda da bu kisti boşaltmak amacıyla ince iğne ile aspirasyon yapılabilir. Alınan sıvı tahlile gönderilerek bu sıvıdan da kanser olma olasılığı açısından değerlendirmesi sağlanır.

Tiroid Biyopsisi Nasıl Yapılır ?

Tiroid biyopsisi ince iğne aspirasyon biyopsisi şeklinde (İİAB) yapılmaktadır. Kalın iğne biyopsileri daha önceki dönemlerde yapılsa da işlem kolaylığı ve hastanın daha rahat olması nedeniyle günümüzde artık tiroid nodülü biyopsilerinde ince iğneler kullanılmaktadır. İşlem odukça basit olup doğru uygulandığında işlemin yalancı negatiflik oranı oldukça düşüktür. Yani gerçekten kanser olduğu kesin olan hastalarda biyopsi sonucunun yanılma ihtimali düşüktür.
Biyopsi işlemi hasta sırt üstü yatar pozisyonda yapılmaktadır. İşlem sırasında genellikle lokal anestezi kullanılmaz. Bunun nedeni işlemin çok ağrılı olmaması, çabuk bitmesi ve lokal anestezik madde uygulamasında kullanılan iğnelerin de biyopsi iğneleri ile benzer boyutta olmasıdır. Ancak nadiren de olsa lokal anestezi uygulayan hekimler mevcuttur. Biyopsi yapılacak alan iyotlu sıvılarla temizlenerek sterilizasyon sağlanır. Daha sonra basit bir enjektör iğnesi veya benzeri bir iğne ile biyopsi yapılacak nodül içerisine girilerek buradan hücre toplanır. Bu işlem çok büyük tiroid nodüllerine körleme yöntemi ile el ile nodülün yerinin tahmin edilerek bulunması ile yapılabilir. Ancak önerilen yöntem, nodülün ultrason kılavuzluğunda eş zamanlı olarak görülerek, iğnenin istenilen bölgeden doğru bir şekilde biyopsi alınmasıdır. Buna ultrason eşliğinde biyopsi denmektedir. Böylelikle yanlış yerden biyopsi yapılması engellenmiş olacaktır.
Nodül biyopsilerinde alınan biyopsi materyalinin yetersiz olması sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durumun nedeni biyopsi işleminin ince iğne biyopsisi olmasıdır. Materyal yetersizliği için aynı hastaya birkaç kez biyopsi yapılabilmektedir.

Tiroid Biyopsisi Öncesi Hasta Neler Yapmalıdır?

Tiroid biyopsisi hastalar tarafından korkulan ve fobiye dönüşen bir işlemdir. Aslında işlem diğer organ biyopsilerinden daha kolay olup bu korku hastaların biyopsi işlemi ile ilgili yetersiz bilgiye sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Biyopsi işlemi günlük hastane rutininde kan alma ünitelerinde kullanılan basit plastik iğneler ile yapılmakta, kişide biyopsi işlemi sırasında aynı koldan kan alınması sırasında oluşan ağrı kadar ağrı oluşmaktadır. Yine de işlemin boyundan yapılması hastaların korku yaşamasına neden olmaktadır.
Biyopsi işlemi öncesinde hastanın aç olmasına gerek yoktur. Ancak kan sulandırıcı kullanan hastaların bu ilacı doktor kontrolünde işlem gününe kadar kesmeleri önerilmektedir. Ancak ilaç kesim işlemi doktor kontrolünde uygun yöntemlerle veya gerekli durumlarda başka ilaca geçilerek yapılmalıdır.

Tiroid Biyopsisi Sonrasında Hasta Neler Yapmalıdır?

Biyopsi işlemi sırasında hissedilen ağrı anlık olup işlem sonrasında geçmektedir. Nadiren hastalarda hafif bir rahatsızlık hissi oluşabilir. İşlem sonrasında biyopsi yapılan bölgeye gazlı bez veya steril bir bez ile 20 dk kadar baskı uygulanır. Bu süre sonunda herhangi bir bandajlama gerekmez. Biyopsi yapılan alana enfeksiyon açısından bir gün dikkat edilmesi uygun olacaktır.

Tiroid Biyopsisi Komplikasyonları Nelerdir?

Biyopsi sonrası enfeksiyon, kist formasyonu, kanama vb. gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Ancak bu komplikasyonların ortaya çıkması doğru teknik ve yaklaşım ile çok az rastlanan bir durumdur.

Meme Biyopsisi

Meme biyopsisi, memelerde meydana gelen sorunların tanısı için meme dokularından parça alınarak ya da kitlenin çıkarılması işlemidir. Alınan doku örneği problemin kaynağını belirlemek ve hastalık tespiti yapılması amacıyla laboratuvarlara gönderilerek değerlendirmesi yapılır.

Hücrelerin kanser riski taşıyıp taşımadığını öğrenmek için uygulanan teknolojidir. Alınan hücrelerin iyi ya da kötü huylu olup olmadığını öğrenmenin en pratik ve en güvenilir yolu meme biyopsi yapılmasıdır.

Meme Biyopsisinde kadının rolü nedir ?

Meme biopsileri görüntüleme yöntemlerinde saptanan şüpheli bölgelerdem mikroskopik inceleme için parça alınmasıdır. Bu şüpheli bölgelerin elle muayenede bir karşılığı mevcut değildir.

Radyolojik yöntemlerin (ultrasonografi, mamografi veya magnetik rezonans) rehberliğinde şüpheli bölgeden ıska geçmeden, hastaya en az zarar verilecek şekilde, yeterli miktarda doku, radyolog tarafından, patolojik inceleme için, çeşitli iğnelerle alınır.

Histopatolojik tanı gerektiren bir durumda radyoloğun görevi ; Hasta için en az zararlı patolog için en fazla bilgi veren biyopsi yolunu seçip uygulamaktır.

– Kesici İğne Biyopsisi ( tru cut Biyopsi)

Meme Biyopsisi Nedir?

Memelerde meydana gelen ya da gelebilecek sağlık problemleri için uygulanan ve doku alımı yardımıyla yapılan teknolojinin adıdır. Kanserli hücrenin iyi ya da kötü huylu olup olmadığını öğrenmenin en etkili yolu meme biyopsisi yapmaktan geçmektedir.

Doku örneği alınan hücrelerde kanser tespit edilmesi durumunda nasıl bir tedavi uygulanması gerektiği, hangi ilaçlar kullanılmalı ve hangi evrelerde olup olmadığı konusunda bilgi alınması açısından oldukça önemli bir uygulamadır.

Biyopsi işlemleri genel olarak hastane ortamında ve hastaneye yatış gerektirmeden günübirlik bir şekilde yapılmaktadır. Meme biyopsi uygulamaları genel olarak 10-15 dakika sürede tamamlanır.

Kişinin lokal anestezi altında işlemleri yaptırması sayesinde aynı gün evine dönebilir ve sosyal hayattan kopmadan işlemlerini tamamlamaktadır. Uygulama sırasında kişide meme dokusu uyuşturulduktan sonra gerekli olan yöntemler kullanılarak bölgeden iğneler yardımıyla doku örneği alınır.

Bu işlemler sırasında hastaların çoğunda kanser riski saptanmaz ama eğer kanser tespiti yapılırsa uzman hekim kararıyla meme ameliyatı olunması gereklidir.

Cerrahi biyopsi genel anestezi altında yapılmasına rağmen günümüzde teknolojinin gelişmesiyle çok az tercih edilen biyopsi uygulamalarındandır. İşlemler sırasında ve sonrasında lokal olmasından dolayı kişi herhangi bir acı ya da ağrı hissetmeden operasyon tamamlanır.

Hastadan çıkarılan tüm parçalar cam ve şeffaf kaplara konularak değerlendirilmek ve incelenmek üzere patoloji laboratuvarlarına gönderilir. Burada uzman hekimler tarafından incelenip raporlanarak hastaya tanı konulması amaçlanarak uzman doktoruna ulaştırılmaktadır.

Meme Biyopsisi Kimlere Uygulanır?

Meme dokusunda meydana gelen sorunlar ya şikâyet oluşturduğu zaman uzman hekime muayeneye gidildiğinde ya da kişinin kendi elleriyle kontrol etmesi sonucu bir kitle saptanması durumunda biyopsi yöntemleri kullanılarak görüntüleme yapılması fayda sağlayacaktır.

Her hastalıkta olduğu gibi bu şekilde erken tanı hastalığın ilerlemesine engel olacak ve tedavinin daha hızlı yanıt vermesini sağlayacaktır. Mamografi sırasında şüpheli bir alan olduğunda, bir kitle tespiti yapıldığında, meme ucu değişiklikleri ve ultrason sırasında şüpheli bir durum görüldüğünde meme biyopsisi yapılması uygundur.

Meme Biyopsisi Öncesi Bilmeniz Gerekenler

Öncelikle yapıla doku örneği alma işlemlerinin hepsi acı ve ağrı hissedilmeden yapılmaktadır. Basit ve hızlı olan bu işlemler sayesinde kanser riski olan dokular saptanarak erken tedavi yapılma şansı yükselir. 

Anestezi uygulamaları sayesinde acı ve ağrı hissetmeden yapılan bu pratik tespit işlemi öncesinde uzman doktor ile paylaşılması gereken bilgiler mutlaka aktarılmalıdır. Aktarılması gereken bilgiler arasında hamilelik, alerji, kan sulandırıcı ilaç ve aspirin kullanımı olup olmadığıdır.

Prostat Biyopsisi

Prostat biyopsisi hastada yapılan rektal muayene ve PSA testi incelemeleri neticesinde bulunduğu yaş grubu ve aile öyküsüne göre prostat kanseri şüphesi doğduğu durumlarda doku örnekleri alınması işlemidir. Son yıllarda prostata özgü bir çekim olan ‘multiparametrik prostat MR’ neticesi de biyopsi kararını almada ve yapılacak yöntemin hangisi olacağında etkili olmaktadır.

Prostat bezinin anatomik lokalizasyonu gereğince bu işlem transrektal (makat kanalından) veya perineal (yumurta bölgesinin alt kısmı) bölgeden yapılmaktadır. Kliniğimizde genellikle transrektal yolla prostat biyopsisi yapılmaktadır.

Prostat Biyopsi İşlemi Nasıl Yapılır?

İşlem öncesinde;

  • Hastaların kullandığı kan sulandırıcı ilaçlar ilgili branş hekiminin onayı alınarak (aspirin, coumadin, klopidogrel gibi) 1 hafta öncesinde kesilir.

  • Damar yolu ile koruyucu antibiyotik uygulaması yapılır. Taburculuk sonrası antibiyotik tedavisi 1 hafta devam eder. Bu prosedür işlem sonrası gelişebilecek şiddetli enfeksiyonları önlemek açısından önemlidir.

  • Mekanik barsak temizliği amacıyla lavman uygulaması yapılır.

  • Genel anestezi, sedoanaljezi, periprostatik lokal anestezi enjeksiyonu ve/veya damar yolundan ağrı kesici uygulanması şeklinde protokoller ağrısız bir işlem için uygulanmaktadır.

Prostat Biyopsisi Sonrası Hastaları Ne Bekler?

Prostat biyopsisi sonrası hastalar aşağıdaki beklentileri olabilir:

Ağrı ve sızı: Prostat biyopsisi sonrası hastalar hafif ağrı ve sızı hissedebilirler. Bu normal bir durumdur ve genellikle birkaç gün içinde geçer.

Kanama: Prostat biyopsisi sonrası hastalar kanama görme riski vardır, ancak bu genellikle hafif bir durumdur ve kısa süreli bir şeydir.

İdrar yolu enfeksiyonu: Prostat biyopsisi sonrası hastalar idrar yolu enfeksiyonu riski vardır. Bu, sık idrara çıkma veya idrar yaparken ağrı hissetme şeklinde görülebilir.

İdrar retansiyonu: Prostat biyopsisi sonrası hastalar geçici olarak idrar retansiyonu (idrarı tutamama) riski vardır. Bu, bir kateter kullanması gerektirebilir.

Biyopsi sonuçları: Prostat biyopsisi sonuçları genellikle birkaç gün içinde hastaya sunulabilir. Sonuçlar negatif ise, hastalar normal aktivitelere devam edebilirler. Ancak pozitif sonuçlar gerektiğinde daha fazla tetkik ve tedavi gerektirebilir.

Bu beklentiler hastalardan hastaya değişebilir ve hastaların durumlarına göre değişebilir. Prostat biyopsisi sonrası herhangi bir endişe veya sorunuz varsa, doktorunuzla konuşmanız önerilir.